152018May
ALLERJİ

ALLERJİ

Alerji; basitçe vücudun savunma sisteminin çeşitli dış etmenlere karşı gösterdiği anormal tepkiler ve aşırı duyarlılık reaksiyonları olarak tanımlanabilir. Birçok kedi ve köpeğin hayatını güçleştiren ve yaşam kalitesini düşüren bu önemli hastalığı basitçe anlatmak hiç kolay değil ancak ben sizlere alerjiden ve alerji hakkında bilinmesi gereken bazı gerçeklerden kısaca bahsetmek istiyorum. öncelikle alerjinin nelere yolaçabileceği ile başlayalım.
Alerjenlerin yol açtığı aşırı duyarlılık reaksiyonları cilt, solunum ya da bazen sindirim sistemi problemleri olarak kendini gösterir. Solunum yolu semptomları öksürük ya da solunum stresi, sindirim sistemi reaksiyonları ise genellikle ishalle karakterizedir. Kedi ve köpeklerde alerjinin yarattığı problemler çoğu zaman dermatolojik sorunlar da yaratır. Alerjiye bağlı cilt sorunları basit ve hafif kaşıntıdan başlayarak, ürtiker dediğimiz ciltte kabarmalara, şiddetli tüy dökülmesine, deride bazen kepeklenme çoğu zaman aşırı yağlanmaya, kelleşmeye, yaralar oluşumuna ve sekonder cilt enfeksiyonlarına kadar ilerleyebilir. Şiddetle kaşınan dostlarının çektikleri sıkıntı karşısında birçok hasta sahibi adeta çaresiz kalır.

Şimdi de gerçekler:

Gerçek 1: Alerji tedavi edilebilir değil kontrol edilebilir bir hastalıktır
Alerjiyle ilgili kabul edilmesi gereken ilk ve en önemli gerçek; bu hastalığın tedavi edilebilir değil kontrol edilebilir bir hastalık olduğu gerçeğidir. Eğer vücut bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları vermek üzere kodlanmışsa bu ancak baskılanabilir, yok edilemez.
Gerçek 2: Hiçbir canlı tek bir şeye karşı alerjik olamaz
En sık rastlanan alerjenler bazı gıda maddeleri, ev tozları, akarlar ve polenler olarak sıralanabilir ancak bir canlı herşeye karşı alerjik reaksiyon gösterebilir ve hiçbir canlı tek bir maddeye karşı alerjik olamaz. Vücudun alerjik olduğu tüm maddelerin tesbiti de mümkün değildir çünkü bir canlı hayatındaki herşeye karşı alerji geliştirebilir.
Gerçek 3: Alerji yıllar sonra ve ilerleyen yaşlarda kendini gösterebilir
Yıllarca hiçbir alerji semptomu göstermeyen hayvanların aniden alerjik reaksiyonlar göstermeye başlaması da mümkündür.
Gerçek 4: Alerjenler birlikte hareket eder
Hastayı etkileyen tüm alerjenler birbirlerinin üzerine eklenerek adeta bir kule oluşturur. Her alerjik bedenin bir alerji eşiği vardır ve işte alerjenlerin oluşturduğu bu kulenin yüksekliği alerji eşiğini aştığında hasta alerjik reaksiyonlar göstermeye başlar yani kaşınır ya da öksürür
Gerçek 5: Alerji için mevsim önemli bir faktördür
Tüm alerji hastaları bahar ve yaz mevsimini daha zor geçirir çünkü havaların ısınması ve yağışın azalması ile artan toz ve kuru hava bir çok alerjeni havaya kaldırır ve alerjenler alerjik hastalara daha kolay ulaşır.
Gerçek 6: Alerji genetik olabilir
Alerjik hastalıklar bazı köpek ırklarında daha sık gözlenir. Bu ırklar arasında alman çoban köpekleri, golden retrieverlar, dogo argentinolar, bulldoglar, king charles cavalierler gibi ülkemizde de çok popüler olan bazı ırklar da mevcuttur. Ayrıca yapılan çalışmalar alerjinin genetik olarak aktarılan bir hastalık olduğunu da ortaya koymuştur yani alerjik hayvanların çiftleştirilmesi önerilmez.

Alerji nasıl tedavi edilir?

Alerjik bir hastanın tedavisi çok zordur. Eğer şidetli alerjik reaksiyonlar söz konusuysa hekiminiz öncelikle bu reaksiyonları bazı ilaçlarla baskılayacaktır ve bu amaçla çoğu zaman kortizon kullanılır. Kortizon tedavisi bir çok hasta sahibini tedirgin etse de özellikle solunum sistemi alerjilerinde hayati önem taşır. Dermatolojik sorunlarda ise hastanın rahatlamasını sağlamak için gereklidir ancak kortizon tedavisi bazı özel hastalar ve durumlar dışında uzun dönem kullanılmaz.
Uzun dönem tedavi için ise alerjenin hastanın hayatından çıkarılması tek yoldur ancak az önce söylediğimiz gibi bir canlının alerjik olduğu herşeyi ortaya koymak ve bunları elimine etmek mümkün değildir. Bugün veteriner tıpda ulaşılabilir en kapsamlı alerji testi yüze yakın alerjeni test edebilmektedir. Ama tabi ki bir canlının temas halinde olduğu binlerce madde vardır ve her birine tek tek alerji gelişebilir. Dolayısıyla biz hekimlerinizin yapabileceği tek şey alerjenlerin oluşturduğu alerji kulesinin boyunu alerji eşiğinin altına indirmektir. İşte bu yüzden diet değişimi ve hipoalerjik besleme birçok hastaya yardımcı olur.
Diet değişiminde iki temel prensip vardır. Birincisi dietin protein kaynağını bir kedi ya da köpeğin daha önce karşılaşma ihtimali daha düşük olan bir protein kaynağı ile değiştirmektir. Bu amaçla kuzu, ördek ya da tavşan gibi protein kaynakları kullanılabilir ya da diet tamamen bitkisel soya proteini ile oluşturulur. Diğer prensip ise protein kaynağını değil yapısını değiştirmektir ki bu amaçla protein hidrolize edilerek vücut tarafından tanınamayacak kadar küçük boyutlara indirilir ki böylece vücut bu proteine karşı alerjik reaksiyon geliştiremez.
Antihistaminikler insanlarda olduğu kadar etkili olmasa da mutlaka kullanılmalıdır çünkü kaşıntı kendini kamçılayan bir süreçtir. Siklosporin gibi bazı ilaçlar alerji hastaları için umuttur ancak bu pahalı ilaçlarla hayat boyu tedavi çoğu zaman zor olmaktadır.
Hiposensitivitasyon ya da alerji baskılama tedavisi ya da alerji aşıları ise hem veteriner tıpta hem de hem de insan sağlığında hızla popülarite kazanmaktadır. Hastanın tespit edilen alerjenlere karşı geliştirdiği yanıtın hastaya özel olarak üretilen aşılarla uzun dönemde baskılanması prensibine dayanan bu tedavi bir çok alerji hastası için umut olmaktadır.

Milyonlarca insan gibi milyonlarca hayvan da alerji denen bu garip hastalıkla hayatlarını gerçirmek zorundadır. Alerjiyi tanımak, bu hastalıkla ilgili gerçekçi tedavi beklentileri oluşturmak, doğru beslenme ve hekiminizin önereceği ilaçların doğru kullanımı hem sizin hem de küçük dostunuzun hayatını kolaylaştıracaktır.